2 Ağustos 2017

Leros rehberi

Leros ufacık ve çok şirin bir Yunan adası. Bir süre önce Leros'a Bodrum'dan direk seferler başladı. Turgutreis'ten 1,5 saatlik bir yolculuk sonunda adaya varılıyor. Bizim bindiğimiz tekne mülteci teknelerinden hallice, oldukça konforsuz bir gezi teknesiydi. Yolculuk kısa olduğu için idare ediliyor ama özellikle deniz tutanlar için önerim Leros'a Kos aktarmalı gitmeyi tercih etmeleri olur. Bodrum'dan Kos'a, Kos'tan da Leros'a giden daha büyük ve konforlu tekneler var.


Leros'ta 2 gece 3 gün kaldık. Adanın her yerini görmek için oldukça yeterli. Tekne Turgutreis'ten sabah 10 gibi kalkıyor, biraz rötarla 12 civarı Leros'a vardık. Ada küçük de olsa sahilleri rahatça gezebilmek için araba kiralamak iyi fikir. Oteller bu konuda yardımcı oluyor. Biz de otel aracılığıyla bir araba kiraladık, Leros'un Agia Marina limanına indiğimizde arabamız bizi bekliyordu. Odaya eşyaları bırakıp turlamaya çıktık. Turun 5.dakikası da acıktığımızı fark edip, özlediğimiz Mythos'lu, ahtapotlu öğle yemeğine oturduk. Mythos'ları elimize alınca tatil resmi olarak başlamış oldu :)



Plajlar

Otelimizi adanın merkezi olan Agia Marina'nın biraz ilerisindeki Alinda'da ayarlamıştık. Alinda'nın uzun sahili her zaman sakin oluyor, bu yüzden çocuklu aileler daha çok tercih ediyormuş. Yalnız plaj kısmı oldukça dar. Adada denize girilebilecek birçok plaj var. Benim favori plajım Vromolithos oldu. Hem deniz şahane, hem de plajdaki tavernanın şezlong ve şemsiyelerini ücretsiz kullanıp, sadece yiyip içtiğinizi ödüyorsunuz. Bu plajda duş da var, her plajda olmuyor. İşte Vromolitos böyle bir yer. Şimdi bakarken bile denize atlayasım geldi.


Daha önce gittiğim tüm Yunan adalarında aynısını gördüğüm plaj sistemine bayılıyorum. Bizim sahillerimizde girişten para alan pahalı "beach"lerden sonra insana çok iyi geliyor. Sahillerin neredeyse tamamında birer ikişer taverna var. (Taverna aslında restoran, meyhane gibi değil) Önlerindeki şezlonglardan faydalanıp, gün boyu tavernadan yiyip içebiliyorsunuz. Daha önceki seyahatlerde bazı plajlarda şezlong ve şemsiye için 3-5 euro gibi ufak bir kira alındığını görmüştük, Leros'ta gittiğimiz plajların tamamında şezlonglar ücretsizdi. Zamanımızın çoğunu Vromolithos plajında Taverna Paradisos'un önünde geçirdik. Aynı sahil üzerindeki Tony's Beach'e de uğradık. Adanın diğer popüler plajı Panteli. Burası deniz yoluyla gelen turistlerin en uğrak yeri. O yüzden denizde sahile yanaşmış çok sayıda tekne var. Plaj da biraz fazla tıklım tıklımdı, biz tercih etmedik. Bize tavsiye edilen diğer bir plaj da Gourna'ydı. Oraya da uğradık ama kendimizi dönüp dolaşıp Vromolithos'ta bulduk. Buraların hepsi birbirine arabayla en fazla 10 dakikalık mesafede. O yüzden 1-2 günde Leros'un tüm plajlarını deneme şansınız olur.


Leros'ta hayat sakin, adanın yerlileri çok sıcak insanlar. Adada Samos ya da Rodos'taki gibi turkuaz plajlar yok ama deniz her yerde tertemiz, pırıl pırıl.

Gelelim Yunan adalarını benim için cazibe merkezi yapan asıl sebebe: Tüm deniz ürünlerini kullanmayı çok iyi biliyorlar ve makul fiyatlara harika yemekler yiyebiliyorsunuz. Leros'ta da aradığımızı bulduk ve 3 günlük tatil sonunda ahtapota dönüşmeden eve dönmeyi başardık :)

Tavernalar, frappeler, pastaneler

Adada çok başarılı tavernalar var. Bazıları oldukça yoğun oluyor, gitmeden rezervasyon yaptırmakta fayda var. Tavsiye edeceklerim şunlar:

To Steki
Alinda'da deniz kenarında şahane bir taverna. Çoğu tavernada olduğu gibi burası da bir aile işletmesi. Tavernanın sahibi Dimitri her masayla tek tek ilgileniyor. Grek salata, ahtapot salata, popi, kadayıflı karides (mayonezli bir sosu olduğunu söylediğinde tereddüt ettik ama Dimitri'nın ısrarı sonucu deneyip bayıldık), mantar soslu karides ve elbette uzo. Uzoyu genelde Barbayanni tercih ediyoruz. Bu markanın farklı alkol derecesine sahip seçenekleri var. Mavi olan güzel :) Bir de canlı müziğe denk gelirseniz saatlerce keyif yapabilirsiniz.



Dimitris o Karaflas
Adayla ilgili araştırma yaparken en çok karşımıza çıkan taverna burası oldu. Trip Advisor'da 1 numara olan mekanlar zaman zaman yanıltıcı olabildiği için şüphe etmiştim ama yemekler ve manzara aldığı övgüyü hak ediyor. Biz öğlen gittik. Şansımıza yeni hazırlanmış balık çorbasına denk geldik. Sonrası minik kızarmış balıklar (insan yerlen minikliklerine biraz üzülüyor ama yiyince geçiyor!), ahtapot ızgara ve fiyatına bakakaldığımız 70 ml'lik 4 euroluk ev şarabı. Vromolithos plajına yukarıdan bakan manzarada harika bir yemek garanti. Öğlenleri kapıdan girip yer bulmak mümkün ama akşam yemeği için mutlaka rezervasyon yaptırmak gerekiyor.




Mylos
Burası adanın en bilinen (ve elbette turistik) tavernası. Neredeyse tüm masalar Türk. Üst kat kokteyl bar, alt kat ise restoran. Genelde restoran seçerken yerli halka fikir soruyoruz. Burayı biraz havalı ve pahalı buluyorlar. Fiyatlar diğer tavernalarla kıyaslayınca evet biraz yüksek kalıyor ama kesinlikle Türkiye'de deniz kenarında iyi bir balıkçıda ödeyeceğiniz fiyatlarla kıyaslanamaz. Mylos Agia Marina'dan Alinda'ya giden yol üzerinde. Restoranı önündeki yel değirmeninden tanıyabilirsiniz. Klasik yunan mezelerinin yanı sıra ahtapot Carpaccio, patlıcan mille feuille denedik, hepsi çok çok lezzetliydi. Izgara kalamar ise mutlaka denenmeli. Buradan gün batımını izlemek harika.




Sabah saatlerinde vakit olursa adanın merkezi Agia Marina'da yürüyüş yapabilirsiniz. Burada küçük butikler, hediyelik eşya dükkanları ve şirin cafeler var. Adanın ünlü pastanesi To Paradosiako meydanda şirin yeşil sandalyeleriyle hemen göze çarpıyor. Frappe yudumlayarak etrafı izlemek ve adanın hamur işi tatlılarını (laz böreğine benzer bir tatlıları var) denemek için ideal bir nokta.




Çoğu cafe kahvaltı servis ediyor. Kahvaltıda bizimki gibi kallavi bir menü yok ama Grek salatada domates, salatalık, biber ve feta bolca var. Yanına bir de omlet söyleyince al sana kahvaltı. Otelin tavsiye ettiği Argo'daki ve yine Alinda sahilindeki Kavos Tou Vasili'de ettiğimiz kahvaltılardan memnun kaldık.


Dediğim gibi ada zaten oldukça küçük ve arabayla dolaşırken her yere ulaşabiliyorsunuz. Bahsettiğim yerler haricinde Agia Marina'nın biraz yukarısında kalan yerlilerin tercih ettiği Platanos kasabasına uğrayabilirsiniz. Adanın en tepesinde Leros kalesi heybetli şekilde, 400 merdivenin üzerinden adayı seyrediyor. Yaz vakti 400 merdiven çıkma fikri cazip geliyorsa şahane bir manzarası olduğuna eminim. Adanın diğer bir merkezi ise Lakki. Sahilde olmasına rağmen buradan denize girilmiyor. Küçük dükkanlar var, söyle bir uğranabilir. Not olarak: Turgutreis'ten gelen tekneler Agia Marina'ya varıyor ama hava durumuna göre bazen dönüş teknesi Lakki'den kalkabiliyormuş. Döneceğiniz zaman bunu mutlaka teyit edin. Bu yüzden panik yaşayan çok oluyormuş.


Senelerdir gideceğimiz her yer için önceden bir scrapbook hazırlarım. Yapılacak şeyleri, adresleri, uçuş saatlerini vs unutmamak için not ederim, tatil sırasında da deftere günlük gibi notlar alırım. Bu tatilde de gitmeden önce bir Leros defteri hazırlamıştım. Yanımızda Sarp'la içini doldurmak eskisi gibi kolay olmadı, notları almak tatil sonrasına kaldı :)

Leros'ta pırıl pırıl deniz ve şahane yemeklerle unutmayacağımız birkaç gün geçirmiş olduk. Daha önce de gördüğüm tüm Yunan adalarında iyi vakit geçirmiştim, sanırım kimyamız tutuyor :) Bir tek Kos'a gitmeye değer mi pek emin değilim.

Unutmadan, bu bizim 15 aylık Sarp'la ilk yurt dışı tatilimizdi. O yüzden de hep hatırlancak bir tatil olarak kalacak. Bu yazı genel bir rehber gibi olsun istedim, o yüzden çocuklu tatil için detaya girmedim ama çocukla Yunan adalarına gitmek isteyenler için önerilerim bir sonraki yazıda geliyor.



Merak edenler için daha önceki Yunan adaları yazılarım: (Amma yazmışım!)
Midilli 1, Midilli 2, Midilli 3
Samos 1, Samos 2, Samos 3
Rodos 1, Rodos 2, Rodos 3, Rodos 4, Rodos 5, Rodos 6

2 yorum:

ezgi dedi ki...

Merhaba, harika bir yere benziyor. Deniz harika ama asıl beni vuran yemekler, çok leziz gözüküyorlar. Deniz mahsülüne bayılıyorum hele böyle güzel ızgara yapılmışsa :)
Sevgiler

sessiz balik dedi ki...

merhaba
Sarp la her yer güzel değil mi ? biz fotolarından tanıyoruz onu ve bayılıyoruz
Yeni yerler görüp gezmenin paha biçilemez değerini bir kenara bırakıp sorsam ,Yemek fiyatları uygun ama konaklama+ulaşım+vize+ gibi maliyetleri ekleyince de uygun bir tatil oluyor mu ?