19 Mart 2018

Kopenhag Rehberi - Bölüm 2 (Yeme içme)

Kopenhag'a kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yazının gezme tozma konulu ilk kısmına ışınlanmak isteyenler için link burada. Bu yazının konusu yeme içme olacak, yani bana göre seyahatlerin en heyecan verici kısmı. Bir önceki yazıda da söylediğim gibi Kopenhag'da inanılmaz sayıda cafe, bar ve restoran var ve bunların önemli bir kısmı da iddialı ve merak uyandıran yerler. Seyahat öncesi bu kadar çok seçenek arasından tercih yapabilmek için tahminimden uzun süre harcamam gerekti ama bence sonuç güzel oldu. Michelin yıldızlı restorandan, organik sokak yemeğine, hayatımda içtiğim en güzel kahveye Kopenhag'ın hakkını verdik bence.

Kopenhag'da Yeme İçme:

Gönül ister ki hep buralarda yiyelim: 15 Michelin yıldızlı restoran
Kopenhag'ın yeme içme konusunda nasıl da alıp yürüdüğünü en başta şuradan anlıyoruz: Şehirde 15 tane Michelin yıldızlı restoran var. Bu sayı diğer Nordik başkentlerde şöyle: Stokholm 9, Helsinki 5, Oslo 4. Yani görüyoruz ki Kopenhag Nordik başkent kardeşlerini bir güzel pataklamış. Ayrıca bahsetmeden geçmemek lazım, dünyanın defalarca üst üste en iyi restoranı seçilen Noma da Kopenhag'da ve restoran şu anda yukarıda saydığım yıldız listesine dahil değil. (Nedeni şu: Noma bir süre önce yeni yerine taşındı ve restoran kapanıp tekrar açılmış oldu. Bir sonraki değerlendirmede yıldızlarını geri alacak.) Noma'da yer bulmak oldukça zor, e bir zahmet, sonuçta dünyanın en iyi restoranı. Biz restoran arayışına girdiğimizde orada geçireceğimiz günlerin tamamı için rezervasyonlar doluydu. (Napalım mecbur bir kez daha gelicez artık No.2) Noma'ya gidememiş olabiliriz ama kendimizce Kopenhag'ın hakkını verdik diyorum ve artık konuya giriyorum.

Beni Kopenhag'ın restoranlarına emanet ediniz

Relae: İlk olarak bahsetmem gereken yer kesinlikle burası. Daha önce biri Atina'da, diğeri Stockholm'de iki tane Michelin yıldızlı restoran tecrübem oldu. Relae, Michelin yıldızlı restoranlar konusundaki fikirlerimi tamamen değiştirdi. Genelde bu tür restoranlara oldukça şık gidersiniz, restoranın ambiyansına hayran kalırsınız, ortamda bir miktar snob bir hava hissedersiniz. Relea sanki bir okul kantini, öyle sade, canım benim. Restoranın dekorasyon adına vaad ettiği tek şey sadelik, rahatlık. Üzerinize ne giyerseniz giyin kendinizi huzursuz hissetmeyeceğiniz bir ortam var. (Ben kar botlarıyla gittim.) Servis elemanları gayet sıcak ve sanki Starbucks'ta kahve siparişi veriyormuş gibi hissediyorsunuz. Yemeklerin ise bu mütevazılıkla alakası yok. Adeta muhteşemlik resmi geçidi. 4 ya da 7 servislik deneme menülerinden seçebiliyorsunuz. İsterseniz şarap eşleştirmesi alabiliyorsunuz ve her gelen tabağa uygun kadeh şarap da servis ediliyor. Dev porsiyonlar beklemek hata olur ve elbette fiyatlar yüksek. Gastronomi dünyasında adı geçen bir yerdeyiz, bunu Broadway civarındyken müzikal izlemek gibi düşünmek lazım derseniz elime mum dikin. Eğer seyahat bütçenizde yenecek yemekler en büyük kalemse Relae'yi rahatlıkla tavsiye ederim. Yediklerimizin hiçbiri daha önce tattığım bir şeye benzemiyordu ve bu yemeği hiç unutmayacağım. 



Mother: Aslında Cofoco'da rezervasyonumuz olan gün (bir gece önceki Relae tecrübesinden sonra) deneysel yemek kotamızı doldurduğumuza karar verip, araştırma yaparken merak ettiğimiz deniz suyu ve ekşi maya hamurdan pizzalar yapan Mother'a gitmeye karar verdik. Burası şehrin yeni hip bölgelerinden Meatpacking District'te ve civarda birçok restoran, bar ve cafe var. Mother'ın kapısı da içi de tıklım tıklım. Akşam için rezervasyon almıyorlar. Biraz sıra bekleyebilirsiniz ama sıra beklemek de keyifli. Sizi restoranın bar kısmına alıyorlar. İçkinizi içerken sanki sıra bekleyenleri oyalasın diye oraya konmuş, İtalyanca şarkılar çalan mini mini canlı müzik grubunu dinleyebilir, bir yandan menüyü inceleyerek yemekte ne yiyeceğinize karar verebilirsiniz. Evet biraz turistik ama benim gördüğüm kadarıyla Kopenhag'da o kadar çok İngilizce konuşuluyor ki, etrafınızakiler burada yaşayan yabancılar mı, yoksa turist mi anlamak pek mümkün değil. Turistik ya da değil, Mother harika pizzalar ve ortaya söylenebilecek başlangıçlar yapıyor. Biz memnun kaldık. Fotoğrafta yediklerimden ne kadar memnun olduğum anlaşılıyor galiba (ve içlik nasıl bir şey merak edenler için uygulamalı anlatmış olayım.)




DOP: Kopenhaglılar organik beslenmeye (galiba biraz fazla) takmışlar. Her yerde organik yazısı görüyorsunuz. Memlekette dert tasa olmayınca böyle oluyor galiba, pek güzel. Tamam ama sokakta satılan organik hotdog? Evet böyle bir şey var ve çok çok lezzetli. DOP'u Rundetaarn civarında gözden kaçırma ihtimaliniz yok. Her şeyin astronomik fiyatlı olduğu bu şehirde fiyatı ve lezzetiyle sokak sosislileri ve özellikle DOP vaha gibi, mutlaka deneyin.


Torvehallerne: Bir şey yemeyecekseniz bile mutlaka uğramak gereken kapalı yeme içme pazarı. Bir önceki postta detaylı bilgi bulabilirsiniz. Burada sushiden, tavukçuya birçok seçenek var, gelmişken alışveriş de yapabilirsiniz.



Cocks & Cows: Çok tatlı bir burgerci. Ekmeği organik (şaşırdık mı?) dev gibi burgerler ve üzerine istediğiniz sosları ilave edebileceğiniz patates kızartmaları yapıyorlar. Başlangıçlardan da mutlaka deneyin, ben kaburgaya bayıldım. Yanında organik bira ile (şaşırdık mı?) bana göre şahane bir yemekti. Meraklısı için vejetaryen ve vegan burgerler de var. Birkaç yerde şubesi var, rezervasyonla gitmek iyi olur.


BioMio Organic Bistro (BOB): Burası Meatpacking District tarafında, öğle ve akşam yemeği için sağlıklı ve lezzetli tabaklar bulabileceğiniz (tabii ki organik!) bir restoran. Üst tarafındaki devasa BOSCH yazısından tanıyabilirsiniz. Menüde Prison Food olarak görebileceğiniz "ekmek ve su" için 25 DKK (4 dolar civarı) bir para ödemek gerekiyor. Espri anlayışına bayıldım BOB ama zaten şehir soyguncu, bari bunu yapmayın.



Royal Smushi Cafe: Bu tuhaf masalsı cafe harika bir sürpriz oldu. Danimarkanın milli yiyeceklerinden açık sandviç smorrebrod'u sushi şeklinde porsiyonlayıp baştan yaratıyorlar ve "smushi" adını verdikleri, her biri birer sanat eserine benzeyen atıştırmalıklar haline getiriyorlar. Bence bir şey yiyip içmeyecek olsanız bile şehrin merkezinde saklanmış bu güzel avluyu bulun ve cafenin içine göz atın. 



Lagkagehuset: Bu fırın birçok yerde karşınıza çıkacak. İster bir sandviç ister bir tatlı molası için uğrayın.


Güzel yedik, peki ne içelim?

Ruby: Burası tüm rehberlerde karşınıza çıkacak, ben de söylemiş olayım. Turistik olmasına rağmen bir tabelası bile olmayan kokteyl bar ününü hak etmiş, kokteyller harika ve ortam güzel ama evet turistik.

Mikkeller: Kopenhag'ın ünlü yerel biracısı. kendi yaptıkları bira çeşitlerini mutlaka denemelisiniz. Şehirdeki bazı restoranlarda Mikkeller biraları servis ediliyor ve bazı noktalardan bira satın alma şansınız da var. Ben Mikkeller'in barına gitmenizi ve biraları yerinden denemenizi öneririm. 


Likdoeb: Bence en güzel keşiflerden biri burasıydı. Vesterbro tarafında girişi çok kolay görünmeyen koktel bara ışıklı bir avludan geçerek ulaşıyorsunuz. İçeri girmek için biraz sıra bekleniyor. İçerisi çok neşeli, kokteyller şahane.: İyi ki bulduk burayı.


Bo-Bi: İşte buna hazırlıklı değildim. Kopenhag'da barlarda sigara serbest mi, nasıl yani? Şehrin en turistik bölgelerinden birinde, diğer yerlerin nispeten boş olduğu bir saatte, kapalı kapısı ardından tesadüfen içinin yerlilerle tıklım tıklım olduğunu görüp merak ederek girdiğimiz Bo-Bi çok dumanlı ama kesinlikle yerel bir tecrübeydi. Birer kadeh içki alıp etrafı izlemek için güzel ama çok uzun süre kalmak mümkün değil, öyle bir duman! İçerde dedeler de var, üniversite öğrencileri de. Sonradan baktığımda buranın Copenhag'ın en eski barlarından olduğunu (aslında bu tip yerlere brown bar deniyormuş) ve sanatçıların uğrak yeri olduğunu öğrendim. 

The Coffee Collective: Hayatımda içtiğim en iyi kahveydi sevgili Coffee Collective. Teşekkürler :) Şehirde birkaç şubesi var. Soğuktan ve yürümekten yorulunca şahane bir mola noktası.


Bizim orada olduğumuz zaman kapalı olduğu için malesef gidemediğimiz Copenhagen Street Food  (Mayıs 2018'de tekrar açılacakmış) aklımda kaldı. (Napalım mecbur bir kez daha gelicez artık No.3) Zaten 10 gün daha kalsam gidecek yer bulmakta zorlanmayacağım kadar çok seçenek vardı.

ve bonus bilgi:
Pret a Manger: Yurt dışında birçok şehirde atıştırmak için sağlıklı, lezzetli ve makul fiyatlı sandviçlerine bayıldığımız Pret A Manger'in havaalanında şubesi var (şehirde henüz yok). Uçaktan iner inmez iştahı açılanlar için ilk durak orası :)

Eveeet işte böyle. Sevgili Kopenhag'cığım, tanıştığımıza çok memnun oldum. Belki bir süre sonra tekrar görüşürüz. Bence şimdiden tekrar gitmek için yeterince bahanem var :) Öptüm.

Hiç yorum yok: