Kopenhag Rehberi - Bölüm 2 (Yeme içme)
Kopenhag'a kaldığımız yerden devam
ediyoruz. Yazının gezme tozma konulu ilk kısmına ışınlanmak isteyenler
için link burada. Bu yazının konusu yeme içme
olacak, yani bana göre seyahatlerin en heyecan verici kısmı. Bir önceki
yazıda da söylediğim gibi Kopenhag'da inanılmaz sayıda cafe, bar ve restoran
var ve bunların önemli bir kısmı da iddialı ve merak uyandıran yerler. Seyahat
öncesi bu kadar çok seçenek arasından tercih yapabilmek için tahminimden uzun
süre harcamam gerekti ama bence sonuç güzel oldu. Michelin yıldızlı
restorandan, organik sokak yemeğine, hayatımda içtiğim en güzel kahveye
Kopenhag'ın hakkını verdik bence.
Kopenhag'da Yeme İçme:
Gönül ister ki hep buralarda yiyelim:
15 Michelin yıldızlı restoran
Kopenhag'ın yeme içme konusunda
nasıl da alıp yürüdüğünü en başta şuradan anlıyoruz: Şehirde 15 tane
Michelin yıldızlı restoran var. Bu sayı diğer Nordik başkentlerde şöyle:
Stokholm 9, Helsinki 5, Oslo 4. Yani görüyoruz ki Kopenhag Nordik başkent
kardeşlerini bir güzel pataklamış. Ayrıca bahsetmeden geçmemek lazım, dünyanın
defalarca üst üste en iyi restoranı seçilen Noma da Kopenhag'da ve restoran şu anda
yukarıda saydığım yıldız listesine dahil değil. (Nedeni şu: Noma bir süre önce
yeni yerine taşındı ve restoran kapanıp tekrar açılmış oldu. Bir sonraki
değerlendirmede yıldızlarını geri alacak.) Noma'da yer bulmak oldukça zor, e
bir zahmet, sonuçta dünyanın en iyi restoranı. Biz restoran arayışına
girdiğimizde orada geçireceğimiz günlerin tamamı için rezervasyonlar
doluydu. (Napalım mecbur bir
kez daha gelicez artık No.2) Noma'ya gidememiş olabiliriz ama
kendimizce Kopenhag'ın hakkını verdik diyorum ve artık konuya giriyorum.
Beni
Kopenhag'ın restoranlarına emanet ediniz
Relae: İlk olarak bahsetmem gereken yer kesinlikle burası. Daha önce biri Atina'da, diğeri Stockholm'de iki tane Michelin yıldızlı restoran tecrübem oldu. Relae, Michelin yıldızlı restoranlar konusundaki fikirlerimi tamamen değiştirdi. Genelde bu tür restoranlara oldukça şık gidersiniz, restoranın ambiyansına hayran kalırsınız, ortamda bir miktar snob bir hava hissedersiniz. Relea sanki bir okul kantini, öyle sade, canım benim. Restoranın dekorasyon adına vaad ettiği tek şey sadelik, rahatlık. Üzerinize ne giyerseniz giyin kendinizi huzursuz hissetmeyeceğiniz bir ortam var. (Ben kar botlarıyla gittim.) Servis elemanları gayet sıcak ve sanki Starbucks'ta kahve siparişi veriyormuş gibi hissediyorsunuz. Yemeklerin ise bu mütevazılıkla alakası yok. Adeta muhteşemlik resmi geçidi. 4 ya da 7 servislik deneme menülerinden seçebiliyorsunuz. İsterseniz şarap eşleştirmesi alabiliyorsunuz ve her gelen tabağa uygun kadeh şarap da servis ediliyor. Dev porsiyonlar beklemek hata olur ve elbette fiyatlar yüksek. Gastronomi dünyasında adı geçen bir yerdeyiz, bunu Broadway civarındyken müzikal izlemek gibi düşünmek lazım derseniz elime mum dikin. Eğer seyahat bütçenizde yenecek yemekler en büyük kalemse Relae'yi rahatlıkla tavsiye ederim. Yediklerimizin hiçbiri daha önce tattığım bir şeye benzemiyordu ve bu yemeği hiç unutmayacağım.
Mother: Aslında Cofoco'da rezervasyonumuz olan gün (bir gece
önceki Relae tecrübesinden sonra) deneysel yemek kotamızı doldurduğumuza karar
verip, araştırma yaparken merak ettiğimiz deniz suyu ve ekşi maya hamurdan
pizzalar yapan Mother'a gitmeye karar verdik. Burası şehrin yeni hip
bölgelerinden Meatpacking District'te ve civarda birçok restoran, bar ve cafe
var. Mother'ın kapısı da içi de tıklım tıklım. Akşam için rezervasyon
almıyorlar. Biraz sıra bekleyebilirsiniz ama sıra beklemek de keyifli. Sizi
restoranın bar kısmına alıyorlar. İçkinizi içerken sanki sıra bekleyenleri
oyalasın diye oraya konmuş, İtalyanca şarkılar çalan mini mini canlı müzik
grubunu dinleyebilir, bir yandan menüyü inceleyerek yemekte ne yiyeceğinize
karar verebilirsiniz. Evet biraz turistik ama benim gördüğüm kadarıyla
Kopenhag'da o kadar çok İngilizce konuşuluyor ki, etrafınızakiler burada
yaşayan yabancılar mı, yoksa turist mi anlamak pek mümkün değil. Turistik ya da
değil, Mother harika pizzalar ve ortaya söylenebilecek başlangıçlar yapıyor.
Biz memnun kaldık. Fotoğrafta yediklerimden ne kadar memnun olduğum anlaşılıyor
galiba (ve içlik nasıl bir şey merak edenler için uygulamalı anlatmış olayım.)
DOP: Kopenhaglılar organik beslenmeye (galiba
biraz fazla) takmışlar. Her yerde organik yazısı görüyorsunuz. Memlekette dert
tasa olmayınca böyle oluyor galiba, pek güzel. Tamam ama sokakta satılan
organik hotdog? Evet böyle bir şey var ve çok çok lezzetli. DOP'u Rundetaarn
civarında gözden kaçırma ihtimaliniz yok. Her şeyin astronomik fiyatlı olduğu
bu şehirde fiyatı ve lezzetiyle sokak sosislileri ve özellikle DOP vaha gibi,
mutlaka deneyin.
Torvehallerne: Bir şey yemeyecekseniz bile
mutlaka uğramak gereken kapalı yeme içme pazarı. Bir önceki postta detaylı
bilgi bulabilirsiniz. Burada sushiden, tavukçuya birçok seçenek var, gelmişken
alışveriş de yapabilirsiniz.
Cocks & Cows: Çok
tatlı bir burgerci. Ekmeği organik (şaşırdık mı?) dev gibi burgerler ve üzerine
istediğiniz sosları ilave edebileceğiniz patates kızartmaları yapıyorlar.
Başlangıçlardan da mutlaka deneyin, ben kaburgaya bayıldım. Yanında organik
bira ile (şaşırdık mı?) bana göre şahane bir yemekti. Meraklısı için vejetaryen
ve vegan burgerler de var. Birkaç yerde şubesi var, rezervasyonla gitmek iyi
olur.
BioMio
Organic Bistro (BOB): Burası Meatpacking District tarafında, öğle
ve akşam yemeği için sağlıklı ve lezzetli tabaklar bulabileceğiniz (tabii ki
organik!) bir restoran. Üst tarafındaki devasa BOSCH yazısından
tanıyabilirsiniz. Menüde Prison Food olarak görebileceğiniz "ekmek ve
su" için 25 DKK (4 dolar civarı) bir para ödemek gerekiyor. Espri
anlayışına bayıldım BOB ama zaten şehir soyguncu, bari bunu yapmayın.
Royal Smushi
Cafe: Bu tuhaf masalsı cafe
harika bir sürpriz oldu. Danimarkanın milli yiyeceklerinden açık sandviç
smorrebrod'u sushi şeklinde porsiyonlayıp baştan yaratıyorlar ve
"smushi" adını verdikleri, her biri birer sanat eserine benzeyen atıştırmalıklar
haline getiriyorlar. Bence bir şey yiyip içmeyecek olsanız bile şehrin
merkezinde saklanmış bu güzel avluyu bulun ve cafenin içine göz atın.
Lagkagehuset: Bu fırın birçok yerde
karşınıza çıkacak. İster bir sandviç ister bir tatlı molası için uğrayın.
Güzel yedik, peki ne içelim?
Ruby: Burası tüm rehberlerde karşınıza
çıkacak, ben de söylemiş olayım. Turistik olmasına rağmen bir tabelası bile
olmayan kokteyl bar ününü hak etmiş, kokteyller harika ve ortam güzel ama evet
turistik.
Mikkeller: Kopenhag'ın
ünlü yerel biracısı. kendi yaptıkları bira çeşitlerini mutlaka denemelisiniz.
Şehirdeki bazı restoranlarda Mikkeller biraları servis ediliyor ve bazı
noktalardan bira satın alma şansınız da var. Ben Mikkeller'in barına gitmenizi
ve biraları yerinden denemenizi öneririm.
Likdoeb: Bence en güzel keşiflerden
biri burasıydı. Vesterbro tarafında girişi çok kolay görünmeyen koktel bara
ışıklı bir avludan geçerek ulaşıyorsunuz. İçeri girmek için biraz sıra
bekleniyor. İçerisi çok neşeli, kokteyller şahane.: İyi ki bulduk burayı.
Bo-Bi: İşte buna hazırlıklı değildim. Kopenhag'da
barlarda sigara serbest mi, nasıl yani? Şehrin en turistik bölgelerinden
birinde, diğer yerlerin nispeten boş olduğu bir saatte, kapalı kapısı ardından
tesadüfen içinin yerlilerle tıklım tıklım olduğunu görüp merak ederek
girdiğimiz Bo-Bi çok dumanlı ama kesinlikle yerel bir tecrübeydi. Birer kadeh
içki alıp etrafı izlemek için güzel ama çok uzun süre kalmak mümkün değil, öyle
bir duman! İçerde dedeler de var, üniversite öğrencileri de. Sonradan
baktığımda buranın Copenhag'ın en eski barlarından olduğunu (aslında bu tip
yerlere brown bar deniyormuş) ve sanatçıların uğrak yeri olduğunu
öğrendim.
The Coffee
Collective: Hayatımda içtiğim en iyi kahveydi sevgili Coffee Collective.
Teşekkürler :) Şehirde birkaç şubesi var. Soğuktan ve yürümekten yorulunca
şahane bir mola noktası.
Bizim
orada olduğumuz zaman kapalı olduğu için malesef gidemediğimiz Copenhagen
Street Food (Mayıs 2018'de tekrar
açılacakmış) aklımda kaldı. (Napalım mecbur bir kez daha gelicez artık No.3) Zaten 10 gün daha
kalsam gidecek yer bulmakta zorlanmayacağım kadar çok seçenek vardı.
ve bonus bilgi:
Pret a Manger: Yurt dışında birçok şehirde atıştırmak için sağlıklı, lezzetli ve makul fiyatlı sandviçlerine bayıldığımız Pret A Manger'in havaalanında şubesi var (şehirde henüz yok). Uçaktan iner inmez iştahı açılanlar için ilk durak orası :)
Eveeet işte böyle. Sevgili Kopenhag'cığım, tanıştığımıza çok memnun oldum. Belki bir süre sonra
tekrar görüşürüz. Bence şimdiden tekrar gitmek için yeterince bahanem var
:) Öptüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder